Hereke İpek Halı Dokumacılığı

Türkiye’de ipek böcekçiliği ve buna bağlı olarak ipeğin değerlendirilmesi, çok eski yıllar öncesinden Türk köylü ve çiftçisini meşgul eder, gerek üretim ve gerekse değerlendirilmesi bakımından bir yan gelir sağlama durumunu bugüne değin sürdürür, ayrıca ülkemiz ticaret, endüstri, folklor ve sanat alanında da daima değerli bir yer alır.
Köy el sanatları çerçevesinde yapılan Türk dokuma ve işleme sanatının, özellikle ince ipek dokumacılığının XIV., XV. ve XVI. yüzyıllarda en yüksek düzeye ulaştığı anlaşılmaktadır. Bu devirlerde Dünyanın en güzel dokuma ve kadifelerinin Anadolu’da yapıldığı ve XIV. yüzyılda II. Murat tarafından Almanya İmparatoru ve Macar Kralı Sıgismond’a gönderilen hediyeler arasında bu görülmedik ipek kumaşlardan da bulunduğu çeşitli kaynaklardan öğrenilmektedir. Bunlardan başka ipek liflerinin gene bu devirlerde ilmelik halı ipliği olarak kullanıldığı bilinmekte ve Türkler tarafından yapıldığı kanıtlanan ipek halıların günümüze kalanlarından kimi örnekler dünyanın en önemli müzelerinde sergilenmektedir. Bu dönemlerde ülkemizde altın yaşını yaşayan ipek dokumacılığı XVIII. yüzyıldan başlayarak Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemesiyle birlikte önemini yitirmeye başlar, bundan sonra birbiri ardından gelen çeşitli ekonomik dengesizlikler ve Fransa’da çıkıp, ülkemize de geçen Karataban hastalığı ipekböcekçiliğini ve dolayısıyla el sanatları çerçevesinde ipeğin değerlendirme olanaklarını büyük ölçüde etkiler.
Daha sonraları XIX. yüzyılda makine ve sanayii devrimi ile bu yüzyılda ipekböcekçiliği ve ipeğin değerlendirilmesinin yapıldığı bölgeler ile bu işlerle uğraşan çiftçi nüfus sayısı her geçen yıl biraz daha azalmaya devam eder. Ancak bu durumun, ülkemiz için sonradan çeşitli sakıncalar yarattığı görülür ve ilgili devlet kuruluşlarınca zaman zaman alınan bazı önlem ve çabalar ile gerilmenin önlenmesine çalışılmaktadır. 1977 yılı istatistikleri ve kaynaklarına göre ülkemizde toplam 1452 köyde 40.324 ailenin ipek üretimiyle uğraştığı, ipek üretiminin ülkemizin hemen, hemen her bölgesinde dağınık olarak yapıldığı ve büyük çoğunlukla asıl amacın yan gelir (ek gelir) sağlamaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki verilere göre ipek üretiminin ancak % 40-45 inin koza olarak ihraç edildiği anlaşılmaktadır. Ancak son birkaç yıl içinde ipeğin yurt içinde değerlendirilmesinden, “özellikle Köy El Sanatları çerçevesinde ipek halı yapımına yönelik olarak kullanılmasından” ipeğin koza halinde ihracatında büyük azalmalar olur, buna karşılık ipek üretim ve ihracatında artışlar meydana gelir. Örneğin 1978 yılında 9.000 m²’ye ulaşamayan ipek halı ihracatı, 1980 yılında 15.000 m²’yi aşar. Dış ülkelere ihraç edilen ipek halıların 1 m² fiyatının 1.250.2.500 Dolar olduğu düşünülürse, ihracattan sağlanan döviz miktarının küçümsenmeyecek boyutlarda olduğu anlaşılır. Bu bakımdan ipek halı konusu üzerinde gerek toplumsal ve ekonomik yönden, gerekse sanat veya halkbilim açısından üzerinde durulması gerekmektedir.
Ülkemizde, Kocaeli ve Kayseri bölgelerinin, gerek ipek halı tezgâh sayısı, gerek hammadde ve gerekse ipek halı konusunu içeren diğer konular bakımından, yeterli materyal ve bilgilerin var olduğu iki ana merkezdir. Bundan başka Bursa, Bolu, Ankara, Yozgat, Tokat ve Ordu illerine bağlı bazı yörelerde saptanan ipek halı dokumacılığının ise gene Kayseri veya Kocaeli’nin, Hereke ipek halı dokumacılığından kaynaklanır.
Kayseri ve Hereke bölgelerinde yapılan ipek halıların yalnız kaliteleri dışında, ipek halı dokuma tekniği ve yöntemi, kullanılan hammadde, tezgâh tipi, araç ve gereçler gibi temel unsurları arasında da büyük ölçüde benzerlik gözlenir. El dokusu ipek halı dokuma tekniği, ana yapısı tahtadan yapılan bir düzen olan tezgâh üzerinde uygulanır. Halı tezgâhları düzgün bir biçimde yapılamadığı zaman birçok yörelerde uygun kalınlıktaki ağaç dallarından da yararlanılır.
Ülkemizde halı dokumacılığında, tezgâh üzerindeki dokunan halı bölümünün tezgâh üzerinde yer değiştirme usulüne göre, Isparta ve Hereke tipi olmak üzere iki tip halı tezgâhı kullanılmaktadır. Bu iki tezgâhtan Isparta tipinde olanların, çoğunlukla Isparta ve yöresinde kaba ve orta kalite halıların dokunmasına uygun olduğu, buna karşılık Hereke tipinin, ince halıların dokunmasında kullanılır. Yani ipek halı dokumacılığı yapılan yörelerin tümünde Isparta tezgâh tipi yerine Hereke tipi tezgâhlar kullanılır. Bunun başlıca nedeni, Hereke tezgâh tiplerinin tezgâh üzerinde doğrudan doğruya çözülmesi zorunlu olan ipek halı çözgüsünün yapılmasına uygun olmasından ileri gelir. Öte yandan, bu tip tezgâhlar, dokunan ipek halı bölümünün tezgâh arkasında geçirilmesini gerçekleştirecek bir düzende bulunmaktadır. Bu nedenle halı yüzeyi, gergin, çözgü ipliklerinin zararlı etkisinden korunabilmektedir.
Halı tezgâhı üzerinde ipek halının iskeletini oluşturan çözgünün yapılması ve örme gücüsü ağacının bağlanması gibi çiti ve kilim örgülerin tamamlanmasından sonra düğümlere veya ilme atma işlerine geçilmektedir. İpek halılarda düğümleme şeklinin, iki çözgü telini de saracak biçimde ve sol başlangıçlı Türk düğümü ile yapıldığı saptanır. Ancak çok az sayıda dokunan ipek halılar üzerinde “tek bağlama” adı verilen İran düğüm şekline de rastlanır. Düğümleme işlemi, örme gücüsü üst tarafında ve çözgü tellerinin yaptığı çapraz arasına yerleştirilen tahta çıtanın örme gücüsüne yakın bulunduğu sırada tamamlanır. Bundan sonra pamuk bir iplik, boydan boya çözgü ipliği sıraları arasından geçirilmekte ve demirden yapılan kirkit aracı ile dövülür. Bu işlem düğümlerin çözgü tellerine iyice yerleştirilmeleri için yapılır. Kirkitleme işleminden sonra pamuk olan düzeltme ipliğinin bir ucuna kalın ipek atkı ipliği bağlanır ve pamuk ipliği geri çekilir. Böylece çözgü iplikleri arasındaki pamuk ipliğinin yerini alan ipek atkı ipliği bu kez kuvvetlice kirkitlenir. Bundan sonra çıta yukarı çıkarılmakta ve çözgü ipliklerine elle basılarak açılan çapraz arasından bu kez ince ipek atkı ipliği veya yöresel adı ile “Döke”, kalın atkı ile aynı yönde geçirilmekte ve hafif hafif kirkitlenir. Dökenin iyice oturması için tekrar pamuk düzeltme ipliği döke üzerinden geçirilerek birlikte bu kez kuvvetlice kirkitlenir. İkinci düğümleme sırasına geçmeden önce özel ipek halı makası ile düğüm uçları kesilerek dokunan kısım düzgünleştirilir. Halı istenilen boyutta dokunduktan sonra, başlangıçta yapıldığı gibi çiti ve kilim örgüleri tamamlanmakta ve halı bitirilmektedir. Bu şekilde bitirilen halıda uygun uzunlukta saçak bırakılarak çözgü iplikleri makasla kesildikten sonra tezgâhtan çıkarılır.
İpek halı düğümlerinde Gördes düğümü ile hekim düğümü denilen sine düğümüne yakın karışık bir ilmek tercih edilir. İpek halılarda düğüm sayısı 90x90, 100x100, 8.100x10.000 olarak değişir. Günümüzde, dünyanın en iyi ve ince ipek halıları olan Hereke halıları, bu özelliklerinden ötürü büyük bir üne kavuşmuştur. Halen üretilmekte olan has ipek halılarda standart sıklık normu 10x10=100 düğümdür. Halıda 1 cm² de bulunan düğüm sayısı halının inceliği için bir ölçü olarak kabul edildiğinden, o türün sıklık normunu meydana getirir. Son yıllarda teknik imkânlardan faydalanarak standart incelik teknolojik dokuma zorlamalarıyla daha ileriye götürülüp 24x24=576 düğüm sayısına erişilir. Bu incelikte ve buna yakın halılar şahane bir kumaş havasına bürünür. Bütün bu eserler Türk Halı sanatının gururu ve kolektif çalışmanın şaheserleridir.
Kaynak: Kocaeli Valiliği