Kocaeli Arkeloji Müzesi
Kocaeli Müze Müdürlüğü ve Kocaeli Arkeoloji Müzesi tarihi İzmit tren istasyonunun bulunduğu kompleks içinde yer almaktadır.

İzmit tren istasyonunun tamir atölyesi, hangarı, su deposu, lojman binası ve tekel deposu 2007 yılından itibaren çağdaş müzecilik anlayışı çerçevesinde Kocaeli Arkeoloji ve Etnografya müzesine dönüştürüldü. Eserlerin teşhir edildiği müze binasının etnografya bölümünde yer alan eserler 2022 yılında Atatürk, Redif ve Etnografya Müzesine taşınarak müze arkeoloji müzesi adını almıştır.
Müzede Kocaeli’nin Paleolitik çağdan, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı dönemine kadar olan eserleri kronolojik olarak sergilenmektedir.
Müzenin girişinde ziyaretçileri tüm ihtişamıyla antik dünyanın en önemli mitolojik kahramanlarından biri olan Herakles (Herkül) heykeli karşılamaktadır. Bu heykel Dünya’nın en büyük ikinci Herakles (Herkül) heykelidir. Herakles, insanın doğaya karşı yenilmez oluşunu, kuvvet ve dayanıklılığı simgeler. İnsanlığı doğanın afet ve musibetlerden daima koruduğuna inanılır.
Müze girişinin sol tarafında bölgenin sualtı kültürel miras zenginliğini gösteren amphoralar ve antik dönem denizciliğiyle ilgili bilgiler bulunmaktadır. Aynı zamanda 2020 yılında Kerpe kıyılarında yapılan sualtı araştırmaları sonucu bulunan eserler de teşhir edilmektedir. Kocaeli tarih boyunca iki kıtanın birleşme noktasında bulunması sebebiyle hem kara hem de deniz ulaşımında stratejik bir yere sahip olmuştur. Kocaeli’nin, Marmara denizine hakim, Karadeniz’e komşu bir coğrafyada, doğal bir körfeze sahip olması askeri ve ticari hareketler ile sürekli gelişmesini sağlamıştır. Bu nedenle sualtı kültürel mirası zengin bir coğrafyadır.
Müzenin birinci bölümünde ziyaretçileri 30.000 yıl önce Kefken'i mesken tutmuş taş çağı insanların, 2700 yıl önce Megara'dan yola çıkarak Başiskele'ye yerleşip Astakos şehrini kuran Megaralıların öyküsü; Roma'ya başkentlik yapmış dünyanın dördüncü büyük kentinden, Konstantin'in yaşamını şekillendirmiş olan şehrin tarihine; Nikomedia'nın, İznikmid'in, İzmit'in, Kocaeli'nin hikâyesi bulunmaktadır.
Müzenin diğer bölümlerinde Klasik ve Helenistik dönemlere tarihlenen eserler, Roma dönemine tarihlenmiş zafer kazanmış komutanlar, başarılı olmuş sporcular, onurlandırılmış insanlara ait mermer büstler ve Orta çağ, Bizans dönemi buluntularına yer verilmektedir.
Roma İmparatorluğu'nun yıkılıp, merkezi güçlerin hâkimiyetinin yitirildiği ve feodal beylerin egemenliğinin olduğu dönemin (Orta Çağ) izlerini yansıtan seramik, bronz ve kandil gibi günlük yaşantının izlenirini yansıtan eserler bu bölümde ziyaretçileri karşılamaktadır.
Müzenin giriş bölümünde yer alan sikke seksiyonunda Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Doğu Roma, Abbasi, Sasani, Emevi, Osmanlı gibi neredeyse tüm çağları kapsayıcı geniş bir koleksiyon yer almaktadır.
Müzemiz Bahçe teşhirinde, sergilenen eserlerin büyük bir çoğunluğu, İlimiz sınırları içerisinde yapılmış sondaj, kazı ve hafriyat çalışmalarında açığa çıkan eserler olmakla birlikte, müsadere yoluyla Müzemize kazandırılmış eserler de mevcuttur. Müze Bahçesi, Güvenlik Kontrol Noktası girişinden itibaren adacıklara ayrılarak tanzim edilmiş, böylece sergileme esnasında, bir konsept bütünlüğü oluşturulmaya çalışılmıştır. Müzemiz bahçesinde sergilenen eserler ağırlıklı olarak M.S. I-III yüzyıllar arasına tarihlendirilebilmekte olup, hatırı sayılır oranda Geç Roma ve Bizans Dönemine ait eserler ile az da olsa Geç Helenistik Döneme tarihlendirilen eserler de mevcuttur. Sergilenen eserler arasında sayısal açıdan en yoğun gruplardan birini Lahit Teknesi ve Kapakları, bir diğerini ise genellikle M.S. II.-III. Yüzyıllara tarihlendirilebilen Mil Taşları oluşturur. İkinci sırada ise, Mermer Sunak ve Yazıtlar bulunmaktadır. Ardından Kadın ve Erkek Heykellerinden bahsetmek gerekir ki, bunların içerisinde Sonsuzluk Geniusu ile Kandıra Kumköy’de bulunmuş Mevsim Heykellerini saymak gerekir. Bunların dışında Müzemiz bahçesinde Helenistik Dönemden başlayıp, Bizans Dönemine kadar muhtelif form ve ebatlarda Sütün Başlıkları, Sütun Şaftları ve Sütun Altlıklarını görmek mümkündür. Ayrıca, Mehmet Ali Paşa Mezar Odası ve Pamukova Mezar Anıtı da yine bahçemizde sergilenmektedir. Bahçe teşhiriyle ilgili son olarak, teşhir salonu önündeki pithoslardan ve bahçe girişinin sol tarafına konumlandırılmış olan Osmanlı Dönemine ait Mezar taşları, Çeşme Aynaları ve Osmanlı Toplarından bahsedilebilir.
Ayrıca Müzemiz bahçesinde bulunan açık alan teşhirinde Kocaeli'de ortaya çıkartılan lahitler, mezar stelleri, heykeller, pitoslar ve Nikomedia'nın başkentlik dönemine işaret eden yapılardan geri kalan unsurlar sergilenmektedir.
Günümüzde Kocaeli Müzesi çocuk eğitim atölyesi ve müze konferanslarıyla Kocaeli kültür hayatına önemli katkılar sunmaya devam etmektedir.
TÜRKİYE’DEKİ EN BÜYÜK ARKELOJİK KEŞİFLERDEN BİRİ KOCAELİ’DE
Roma İmparatorluğu'nun dördüncü büyük kentinden biri olan Nikomedia’nın merkezi İzmit şehir merkezine tekabül eder. Müze müdürlüğü tarafından 2001 yılından itibaren yapılan arkeolojik kazılarda Roma dönemine ait mimari bir yapı ortaya çıkartılmıştır. Yapıya ait sütün başları, kaideler, sütun parçaları ve kırmızı boyalı yüksek kabartmalı friz parçaları gün ışığına çıkartılmış olup, bu anıt son 20 yılda Türkiye’de yapılmış en büyük keşiflerden biridir.
‘‘İki İmparatorun Buluşması’’ sahnesinin betimlendiği friz parçaları oldukça ender rastlanan nadide parçalardır. Emperyal kıyafetlerle gösterilen ve birbirini kucaklayan iki imparator figürü, bir dönem Roma İmparatorluğunu doğu ve batı kanadı olarak ikiye ayırarak “Tetrarşi” adı verilen yönetim biçimi ile yöneten Diocletianus ve Maximianus’a ait olup, Tetrarşi ikonografisinin öncüsü sayılmaktadır.
NEDEN ÖNEMLİ
Mimari anıtın en önemli parçaları rölyef frizleridir. Rölyef frizleri, Nikomedia’nın Büyük Roma İmparatorluğu’nun başkentliğini yaptığı dönemde (M.Ö. Geç 3. yy, M.Ö. Erken 4.yy.) imparator Diokletianus tarafından imparatorluk kültü için inşa ettirilmiştir. Yapılan arkeolojik kazılar sonucu yapıya ait rölyef frizlerinin toplam uzunluğunun 50 metreyi geçtiği anlaşılmaktadır. Bu mimari öğeler Dünya Kültür Mirası açısından üç büyük öneme sahiptir.
- Rölyefler kayıp Roma başkenti Nikomedia’ ya dair şimdiye kadar bulunmuş en büyük buluntu grubudur ve rölyeflerin üzerindeki emperyal, mitolojik ve agonistik tasvirler, kentin imparatorluk başkenti olduğu dönemdeki tarihi yaşantısı hakkında bilgi vermektedir.
- Rölyefler üzerlerindeki renkleri korunmuş halde ortaya çıkarılmış dünyanın en büyük Klasik Dönem mimari heykel grubunu oluşturmaktadır.
- Rölyefler işlenirken kullanılan stil, Klasik Dönem Sanatından Ortaçağ Sanatına geçişteki dönüm noktasına işaret etmektedir.
Kaynak: Kocaeli Valiliği